İngiltere’de İş Ararken Akılda Tutulması Gereken Gerçekler

İngiltere’de iş aramak, hele ki 2025’te, eskisinden çok daha fazla strateji gerektiriyor. Artık sadece iyi bir CV’ye sahip olmak yeterli değil. Gerçekçi olalım: iş bulmak zorlaştı. Hem de bayağı zorlaştı.

Bir iş ilanı açılıyor. Önceki yıllarda 30–40 kişi başvururken, şimdi 300 kişi sıraya giriyor. Bu kadar rekabetin içinde CV’nin sıradan olması demek, görünmez olmak demek.

O yüzden artık düzene ayak uydurmak değil, sistemi alt üst etmek gerek. 🔥
Peki nasıl?

Son zamanlarda bana doğrudan ulaşıp yardım talebi eden bazı arkadaşlar ve çevremdeki bazı insanlara yaptığım yönlendirmeleri bir araya, kısa ve öz bir formatla topladım. Sizin de işinize yarayabileceğini düşünerek paylaşmak istiyorum.


1. CV’ni İngiltere Standartlarına Göre Yorumla, Ama Ezberleme

CV İngiltere’de farklı çalışır. Doğum tarihi, fotoğraf, medeni hal gibi bilgiler gereksiz. İşverenin ilk görmek istediği şey: değerin.

Şu soruları düşün:
– Ne çözüyorsun?
– Ne katıyorsun?
– Hangi KPI’ları uçurdun?

Eğer dijital pazarlama uzmanıysan sadece “Google Ads kampanyaları yürüttüm” yazma. Onun yerine “3 aylık süreçte reklam bütçesinden %27 tasarruf sağladım ve dönüşüm oranını %38 artırdım” gibi net veriler koy.

CV’nin başında bir “Personal Statement” alanı olmalı. Sıcak, hedef odaklı, kısa. Sanki bir kahve sohbetinde seni tanıtıyormuşsun gibi yaz.


2. LinkedIn Artık Sadece Profil Değil, Bir Sahne

LinkedIn bir CV değil artık, senin kişisel PR alanın.
Profilinde sadece iş geçmişi değil, hikayen olmalı.
Yazılar yaz. İngiltere iş kültürü, sektör gözlemlerin, bir projede öğrendiğin dersler.

Özellikle teknoloji, pazarlama, sağlık ve finans sektörlerinde aktif olmak büyük fark yaratıyor.
Eğer UX Designer isen, en son prototipini paylaş. Muhasebeciysen, vergi yılı kapanışına dair öneri yaz. Bak, göreceksin mesaj kutun canlanacak.

Bir devrim cümlesi gelsin:
Gizli ilanlara ulaşmak için, görünür olman gerek.


3. İş İlanlarına Körlemesine Başvurma, Seçici Ol ama Akıllıca

Aynı CV ile 100 ilana başvuranlar genelde iş bulamaz.
Ama 10 ilana özel hazırlanmış, role uygunlaştırılmış başvurular yapanlar daha çok görüşmeye çağrılır.
İngiliz işverenleri detaycıdır. Kapak mektubu ister, ama sabun köpüğü olanı değil.

Kapak mektubunu şöyle düşün:
“Bu pozisyonu neden istiyorum?” değil,
“Bu pozisyonun beni neden istemesi gerekir?” sorusuna cevap ver.


4. Network = İşin %50’si

İngiltere’de referansın varsa iş bulman hızlanır.
Ama kimseye “Bana iş bul” diye mesaj atma. Onun yerine tanış. Yaz. Sohbet et.
“Ben bu sektöre geçiş yapmak istiyorum, sizin yolculuğunuz bana ilham verdi” gibi samimi cümleler, buzları eritir.

Bir etkinliğe git, bir online seminere katıl, Slack ya da Meetup gruplarına gir.
Özellikle yeni mezunsan ya da alan değiştiriyorsan, bu ağlar oyunu değiştirir.


5. Sektöre Özel Taktikler

Sağlık Sektörü (NHS, bakım işleri):
Başvurularda sabır çok önemli. Referanslar güçlü olsun. İngilizce yeterlilik belgelerin eksiksiz olmalı.
Eğer bakım işi yapıyorsan Care Certificate gibi belgeler seni öne çıkarır.

Dijital ve Yazılım Sektörü:
Github, portfolio ve canlı projeler… Bunlar seni “junior” olmaktan çıkarır.
Ayrıca remote rollerin sayısı hâlâ yüksek. Uluslararası şirketlere göz at.

Lojistik, Depo ve Mavi Yaka İşler:
Ajanslarla bire bir görüşmek daha faydalı. WhatsApp üzerinden dönen sistemler var. Takipte kal.


6. Gerçekleri Gör, Umudu Koru

İngiltere’de artık iş bulmak kolay değil.
İlanlar azalıyor, rekabet artıyor.
Bazı roller için 10 aşamalı değerlendirmeler bile başladı.
Evet, bazen insan “Bu kadar çabaya değer mi?” diye soruyor.
Ama her başvurunun seni daha keskin yaptığını unutma.


Son Söz: Ne Yapmalı?

– CV’ni özelleştir
– LinkedIn’de sesini duyur
– Network kur
– Her başvuruya emek ver
– Küçük işleri hafife alma
– Bir işin seni bulma ihtimali için, sen önce o işe adım at

Ve unutma, en iyi aday her zaman en iyi CV’ye sahip olan değildir. En çok görünen ve en çok bağ kuran kazanır.
Şans değil, strateji belirleyici olur. 🍀

Bir Cevap Yazın