Londra'da Protestolar Trafalgar Square'de Devam Ediyor

Last updated on Haziran 1st, 2015 at 01:58 pm

1 Haziran 2013 Cumartesi günü Londra’da başlayan protestolar hız kesmeden devam ediyor. 10 gündür Trafalgar Square’de toplanan kalabalık, AKP hükümetini ve Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ı protesto edip, istifaya çağırıyorlar. Çevre illerden de pek çok kişinin Londra’daki protestolara katılmak için geldiği Trafalgar Square meydanı ise bugüne kadar yapılan protestolar arasında en çok insanın uğradığı yer oldu.

Şimdiye kadar protestoların gerçekleştiği yerler arasında, Hyde Park, Speakers Corner, Belgrave Square’de bulunan TC Londra Büyükelçiliği, İngiltere başbakanı David Cameron’ın ofisi olan 10 Downing Street önü ve parlamento binası da bulunmaktadır. Trafalgar Square ise en çok protestocuya ev sahipliği yapan yer konumunda.

Geçtiğimiz Cumartesi günü ( 8 Haziran 2013), Trafalgar Square’de gerçekleşen protestoya ise çeşitli basın mensupları da ilgi gösterdiler. Ayrıca çok sayıda polisin önlem aldığı gösteri, sonlarına doğru biraz tatsızlık yaşansa da olaysız son buldu.

Protestolar oldukça güzel başladı ve her yerde Türk bayrakları ile Trafalgar Square güneşli bir günde adeta kırmızıya boyanmıştı. Hiç bir siyasi görüşe ait bayrak ve sloganların olmadığı protestolar bu şekilde devam etti. Marşlar okundu, Türkçe ve İngilizce sloganlar atıldı. Bilgilendirici broşürler dağıtıldı.

Protestonun ilerleyen saatlerinde ise Aleviler cemiyeti protestolara kendi bayrakları ile dahil oldular. Gördüğüm kadarı ile protestoya Türk bayrakları dışında, farklı bir bayrakla dahil olan ilk gruptular. İnsanlar hep birlikte protestoyu devam ettirdiler. Hemen sonrasında ise meydanın aşağı kısmından protestoya katılmak üzere gelen PKK ve Abdullah Öcalan bayrakları taşıyan 15-20 kişilik bir grup alana ulaştı.

İşte bu sırada insanlar arasında bölünmeler başladı. Duruma tepki veren bir kısım insan, “Türkiye bayrağı üzerine Abdullah Öcalan bayrağı açamazsınız!” diyerek bağırdı. Buna karşılık olarak da alana yeni gelen PKK destekçileri ise, “Biz burada kardeş kardeş dayanışma için varız” dediler. İki grup arasındaki tartışma şiddetlenmeden İngiliz polisi çok yerinde bir müdahele ile alana dağıldı. 10 kişilik gruplara 2 polis düşecek şekilde herkesle konuşmaya başladılar. Tatsızlık çıkmaması için İngiliz polisinin bu yerinde davranışını bizzat olayların içinde bulunan birisi olarak oldukça yerinde buldum.

Protestolar sırasında genellikle yaptığım gibi fotoğraf çekimine devam ettim. İngiliz polisi ile de protesto boyunca çeşitli yerlerde konuşup onları durumla ilgili bilgilendirip çıkabilecek tartışmalara karşı kavga eden olursa sakin bir müdahele yapmaları konusunda ricada bulundum. Zaten protestoların başlangıcından beri son derece barışçıl bir şekilde protestoları sürdürmekteydik. Araya bazen provokatörlerin karışması ise her zaman olağan bir şey olduğundan bunun gibi durumları olgunlukla ve soğuk kanlı olarak çözümlemek en iyisidir.

Bu tatsız durum sonrasında ise protestoların malesef ki kaldığı gibi devam edememesi neticesinde, bir anons yapıldı. Anonsu yapan kişi, barış mesajları verip protestoya katılanlara teşekkür etti. Ertesi gün yine öğlen saat 3 de burada buluşalım çağrısı yaptı ve protesto da böylece sona erdi. Bu anons sırasında ise Türk bayrakları dışında diğer bütün siyasi ve dini bayrakların indirildiğine tanık oldum.

Şahsi fikrim ise bu tip protestoları yakından takip edip fotoğrafçı olarak alanda bulunarak edindiğim tecrübeler neticesinde şu şekildedir;

– Ortak bir amaç için bir araya gelmiş insanlar bu amaca ait materyaller ile protestolarını yaparlarsa çok daha etkili oluyor. Ör: Sadece Türkiye bayrağı ve sloganları taşıyan pankartlar.

– Protestocular arasına farklı görüşlere ait pankartlar eklendiğinde, protestocuların bu görüşü beğenmeyenlerinin hevesi kaçıyor. Protestonun etkisi azalıyor.

– Bu iki nedeni birleştirdiğimizde ise en etkili protestonun, farklı görüşteki insanların tek bir bayrak altında toplanıp, birbiri ile atışmaktansa, protestonun hedefini net olarak göstermeleri gerektiğidir.

Gözlemlerim ve protestoları yorumlamam bu şekilde. Peki bir de fotoğraflara bakalım derseniz, buyrun…